1 Eylül 2012 Cumartesi

ANLAMLI OLMAK



Bir kadın okurumdan mektup aldım.
"Bize aşkı anlatın diyordu" Mektupta başka sözlerde vardı ama , sanki görünmez bir el diğer bütün sözleri sildi de sadece bu üç sözcük kaldı mektupta : "Bize aşkı anlatın"
Kolay mıydı aşkı anlatmak?
Yüzyıllar boyunca nice, şiir, öykü, roman, resim, heykel, tiyatro, sinema hep aşkı anlatmaya çalışmıyor muydu?   
Gene de aşık olan insan "benimki başkaydı" demiyor muydu?
"Aşk yazılmaz yaşanır" diyen bilge haklı mıydı?
Bir dostum, güngörmüş bir dostum " yazık artık insanlar aşık olmayı bilmiyor. Geçici hevesleri aşk sanıyorlar. Ne yazık" demişti.
Peki aşk neydi? Heves, istek, sevmek, sevilmek değil miydi?
Sözcükler "aşk" ve "sevgi" yi birbirinden pek ayırmaz. İngilizce "love" Almanca "liebe."
Oysa aşk başka bir şey, sevgi başka bir şeydir.
Aşk, yangındır, varlıkla yokluğu aynı anda yaşamaktır. Aşık sadece "onun" için yaşar. 
Aşık bencildir, paylaşmaz. Aşk fırtınadır, altüst oluştur. Biten bir aşktan sonra, insan yeniden doğmak zorundadır. Yeniden doğmak, yeniden büyümek, yeniden yaşamak zorundadır.      
Ya "sevgi?" "Sevgi" bu mudur?
Sevgi yumuşatır. Sevgi serinletir. Sevgi insanın içine bir gülümseme yerleştirir. Sevgi bir akarsu kıyısıdır, bir ağaç gölgesidir, filizin yeşili, gölün mavisidir. Sevgi paylaşmadır, bencil değildir. Seven, kendini değil "o" nu düşünür. Sevgi anlar, hoş görür ve bağışlar. Sevgi, yaşayan her şeyi içine alır genişletir.
Bir ömür boyu süren aşklar yok mu? Duymuyor muyuz böyle aşkları okumuyor muyuz?
Aşk bir ömür boyu sürmez, süremez de ondan. Böylesine yoğun bir fırtınayı insan yüreği taşıyamaz. İnsanın beyni, insanın bedeni dayanamaz. Ömür boyu süren aşklar, sevgiye dönüşen, dostluğa dönüşen paylaşımlardır. Büyük mutluluk budur.
Aşk insanı bazen Tanrı yapar, bazen gereksiz bir böcek. Ama, sevgi insanı insan yapar.
Ya karşılıksız aşk? Karşılıksız sevgiler? Aşk da, sevgi de aslında "karşılıksız"dır. Birbirine aşık iki insan, birbirini seven iki insan ayrı şeyler yaşarlar. Herkes " kendince" aşık olur. "kendince" sever. 
Ama insan, karşısındakinin de kendi yaşadıklarını yaşadığını sanır, böyle olmasını ister de ondan. İnsanın bunu anlaması uzun sürer. Bazıları da hiç anlayamaz.
Gene de "karşılıksız aşk" kendini yeniden yeniden büyüten ateşlerdir. Belki de "ölümsüz aşk" hiç ulaşamamanın öyküsüdür.
Sevgi mi? Sevgi karşılık beklemez. Gerçek sevgi karşılık beklemez. Seversiniz bu yeter. Sevgi başlı başına yaşayan bir varlıktır. 
Sevgi karşılığı alınmak için verilmez.
Aşk alıcıdır, sevgi verici.

Aşkın yaşı var mıdır?
Hiç olur mu? Ama ne çare, insanlar duygularını dolaba kaldırır, kutulara koyar, kafeslere sokarlar. İnsanlar duygularını yaşamak yerine yaşamamak için çalışırlar. Bunu "yakışmaz" diye , "uygunsuz" diye yaparlar. İnsanlar yaşamamayı böyle öğrenirler. Sonra da sorarlar " Neden hiçbir şeyden zevk duymuyorum?", " Neden her gün diğerine benziyor.?" , Yaşamaktan ne anladım?" 
Birbirimize aşık olarak evlendik. Şimdi iki yabancıyız. Neden?               
Demek ki, aşkınızı sevgiye dönüştüremediniz. Aşkınızı sevgiye dostluğa dönüştüremediniz. Alışkanlık heyecanı  öldürür. Yaşamanın heyecanını sürdürmek, hayatın gizidir. 

Aşk tüketicidir, sevgi üretici.
Ama sevgiyi üretmesini de bilmek gerekir. Sevgi üretilir, beslenir, geliştirilir. yeşertilir, büyütülür, zenginleştirilir. Sevgiden çiçek gibi mi, söz ediyoruz? Doğrudur, sevgi çiçektir. Özen gösterilmezse solar.
İki insan arasındaki sevgi, ortak büyütülen tek çiçektir.
İki insanın birlikteliği ortak özeni gerektirir. ortak dikkati ortak saygıyı. Ortak büyütülmezse sevgi de ölür. Sevme duygusu , artık başka şeylere yönelecektir. Sevgi duygusu ölmez, ama birlikteliğiniz ölür. Yabancılaşma budur.
Hayat bizden öncede vardır, bizden sonra da olacaktır. Biz ancak hayatla var oluruz. İnsanı yaşatacak olan sevgi yaşama sevgisidir.
Hayatı sevmek hayatın içindeki her şeyi sevmektir.
Biz her şeyi severiz. Kadınları, erkekleri, çocukları, doğayı, müziği, resmi, şiiri, her şeyi.Hayatı severiz.
Hayat tek ve dar bir patika değildir. Onu böylesine daraltan, fakirleştiren, kurutan biziz, Hayatı kendimize tıkayan biziz.
Sevgiyi bilenlere hayat öyle geniştir ki.
Öyle geniş, öyle renkli, öyle zengindir ki. Okurum " bize aşkı anlatın" diyordu . Size hayatı anlattım.


Yukarıda yazdığım yazı Dr Erdal Atabek in  "Kışkırtılmış Erkeklik Bastırılmış Kadınlık"
kitabından çok kısa bir alıntıdır.

Yukarıda yazılanları beğendiyseniz, biraz daha bir şeyler yazıyorum kitaptan aşağıda okuyabilirsiniz.

Kadın, kendini kadın yapan erkeğe aşık olur.
Erkek, kendini erkek yapan kadına aşık olur.
Olay öyle karmaşıktır ki, insanın kendi bile " Neden böyle?" , "Nasıl oluyor da?" sorusunun yanıtını bulamaz. 
"Ne buldu o kadında ?" 
"O adamın nesine tutuldu şaşıyorum."
Bu sözlerin hiçbir anlamı yoktur. Hiçbir geçerliliği yoktur.
Çünkü "olayın anlamı" iki kişinin arasındadır, çok özeldir.
Binlerce anahtar arasında bir tek anahtarın, binlerce kilit içinde bir tek kilide "uyması" gibi, bir insan başka bir insana "uymuştur"
Onlar "birbiri için anlamlı" dır.
"Birbiri için anlamlı olmak"
Düşünüyorum da aşkın tanımı bu diyorum.
Yaşlardan, yıllardan neden korkalım ki? Güzel değiliz diye neden kendimizde kusur bulalım ki?Güzellik de çirkinlik de bizim elimizdedir. Yaşlılık da gençlik de bizim elimizdedir.
Size gençlikten, dinçlikten, kendine bakmaktan söz etmiyorum.
"ANLAMLI OLMAK"   
Sizin var oluşunuz yada olmayışınızın bir iş için, bir insan için, insanlık için, dünya için, hayat için, kendiniz için anlamlı ya da anlamsız olduğunu bilmek. 
" Kendini anlamlı kılmak"
Kendini hayat için yaşanır kılmak, hayat için değerli kılmak, hayat için önemli kılmak.Kendini bunun için geliştirmek. kendini bunun için yetiştirmek
Kadın için erkek, erkek için kadın önemlidir. Hayata bir erkekle açılmak , hayata bir kadınla açılmak çok önemlidir.
Gerçekteyse hayatın kendisi önemlidir.
Eğer biz " hayat için anlamlı" olmayı öğrenebilirsek ne çok insan bizi "kendisi için anlamlı"
bulacaktır bilseniz.
İnsan erkekte de kadında da hayatı aramaktadır.
Hayat bizi kaplar ve hepimiz hayatın çocuklarıyız.
"Hayat için anlamlı" olmayı bilemezsek önce kendimiz için, sonra kimse için anlamlı olamayız.
Belki de " hayat benim için anlamsız" diyenler kendilerini " hayat için anlamlı" kılamayanlardır.
"Kendini güzelleştiren kadın" kendini güzelleştiren insan değil mi?
Ne dersiniz ?

Elimizi hayatın elinin üstüne koyalım.
Seni seviyorum" diyelim

NOT:Haftaya Nükleer santraller olmalı mı? Olmamalı mı? bu konuda yazacağım. 

Bülent Baykal

Sizin için Redd den eğlenceli bir şarkı seçtim.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder