29 Temmuz 2012 Pazar


BAŞKA BİR BLOGDAN (2)


İlk önce neden başka bir blogdan alıntı yaptığımı anlatayım
İzinde olduğum zaman blog yazısı  yazamamıştım fakat başka bir blogdan, blog sahibinin iznini alarak alıntılar yapıp, son blog yazımı bu şekilde yayınlamıştım. Her blog yazısı için sayaç yapmışlar, sayaçtaki rakamları görebiliyorum. Yani hangi blog yazısı kaç kere okunmuş görebiliyorum. En çok okunan blog yazım geçen hafta yayınladığım başka blogdan aldığım alıntılarla ilgili son yazım oldu. Yani benim yazdığım tüm blog yazılarımdan daha çok okundu(İki tanesi hariç).  Bu sebeple bu haftada bu blogdan alıntılarla devam edip, başka bir blogdan yazmayı  burada bitireceğim ve kendi yazılarımla devam edeceğim. 

Başka bir blogdan alıntılara başlıyorum.


Uzağımızdaki her şey biraz olağanüstüdür, olduğundan biraz fazladır.
Barış Bıçakçı

Sahiplenme duygumuz olmasa, çok daha mutlu insanlar olabilirdik.
Burak Aksak



Hayatını anlamlı kılacak ve geldiğinde senin tam olmanı sağlayacak olan şey, henüz senin dışındadır. Dokunamadığın noktalardan gelir hayatının anlamı.
Oruç Aruoba

Çocukluğun kendini saf bir biçimde akışa bırakması ne güzeldi! Yiten bu işte.
Nilgün Marmara

Düşündüğünüz, 
söylemek istediğiniz,
söylediğiniz, 
karşınızdakinin duymak istediği,
duyduğu, 
anlamak istediği, 
anladığını sandığı, 
anladığı ile arasında farklar vardır.
Dolayısıyla,
insanların birbirini yanlış anlaması için en az dokuz ihtimal var. 
Sylviane Herpin



Bir insanın diğer bir insanı, hemen hemen hiçbir şey yapmadan, bu kadar mesut etmesi nasıl mümkün oluyordu? Ahbapça bir selam ve temiz bir gülüş… Ve ben bu anda başka hiçbir şey istemiyordum.
Sabahattin Ali

Acaba iyi bir şey olacak mı? Hayır, dedim kendime. İyi şeyler birdenbire olur, bu kadar bekletmez insanı. Sürüncemede kalan heyecanlardan ancak kötü şeyler çıkar.
Oğuz Atay

Kalp bir kez kırıldı mı, hiç kimseye aldırmaz ve hiçbir şeyi umursamaz. Belki mutluluğun sonu, ama huzurun başlangıcıdır bu.
Fyodor Dostoyevski


Ağzıyla kuş tutsa da sevemediğim insanlar var benim, bir de canıma okusa bile sevmekten vazgeçemediklerim.
İlhan Berk


Bana baktığı zaman ondan bana bir şeyler geçerdi. Bunun bittiğini düşündüm. 
Jean Paul Sartre





***************************************************************
Bir önceki yazıda aşağıdaki bilgiyi vermiştim. Elimde olmayan sebeplerden 6.8.2012
tarihine erteledim.

****************************************************************

'Önümüzdeki pazartesi izinde olduğumdan 23.7.2012  tarihinde blok yazısı yazamayacağım fakat 30.7.2012 de 2 adet yazı yazacağım.' 

Birincisi  Sirkeci ve Eminönü olacak. 13 yılım burada geçtiği için daha detaylı anlatabileceğimi düşünüyorum. Mesela Türkiye'nin en iyi köftecisinin (Hürriyet Gazetesi'nin ilk 10 yayınladığı  - Filibe Köftecisi) Sirkecide küçük bir dükkan olduğunu ve hergün önünden binlerce insan geçtiği halde kimsenin fark etmediğini biliyor muydunuz..İşte bunun gibi detaylar


İkinci blok konumu daha belirlemedim..
Bülent Baykal


14 Temmuz 2012 Cumartesi



BAŞKA BİR BLOGDAN

Rain makes everything better.

İzinde olduğum için, 12. blog yazımı her gün okuduğum başka bir blogdan alıntılarla oluşturdum. Tabii blog sahibinden izin alarak.  


En çok Emrah Serbes'in sözünü beğendim.

Sinema, size bir salonda koltukta oturduğunuzu unutturmalı.
Roman Polanski


İnsanın başkalarına söyledikleri kendi duymak istedikleridir. Yazdıkları, okumak istedikleridir. Sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir.
Tezer Özlü

Birinden hiçbir şey beklemeyince asla düş kırıklığına uğramaz insan.
Sylvia Plath


Her şeyi çok ciddiye alıyordum, sanki ölümsüzmüşüm gibi.
Jean Paul Sartre


Sakın kimseye bir şey anlatmayın, herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.
Holden Caulfield (J.D. Salinger)


Ulu tanrım! O ne uzun, ne mutlu bir ‘an’dı! Bir insana ömrü için böyle bir an yetmez mi?
Fyodor Dostoyevski


Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.
Orhan Pamuk


Mücevher takmamıştı ama gözleri vardı.
Mehmet Eroğlu

Zaman, bütün iyileştirmeleri yaralar.
Charles Bukowski

Bu hayatta kimseye hiçbir şeyi tam olarak anlatamayacağını anlamıştı. Biri için ölüm kalım meselesi olan, diğerinin gözünde toz kadardı.
Hakan Günday




Varolmak sana sarılmaktır.
Orhan Pamuk

Ne çok yalan söyleniyordu yeryüzünde; sözle, yazıyla, resimle ya da susarak.
Yusuf Atılgan


Oldum olası içimde biri, tüm gücüyle hiçbir şey olmamaya çalışıyor.
Albert Camus


Hiç kimseyi yalan söylediğini anlayacak kadar tanımak istemiyorum.
Tezer Özlü


Kişi hiç sahip olmadığı şeyden vazgeçemez.
Charles Bukowski



Sevgili Bayan Milena, gün o kadar kısa ki, sizinle ve bir kaç ufak tefek işle geçip sona eriveriyor. Gerçek Milena’ya yazacak biraz bile zaman yok, çünkü daha da gerçek olanı bütün gün buradaydı; odada, balkonda, bulutlarda…
Franz Kafka


Yabancıların en yakınıydın sen.
Nilgün Marmara

Tolstoy’un bir sözü vardır. “Ben bütün kazandıklarıma mantığım değil hislerim sayesinde ulaştım” der. Çoğu zaman mantığım ve hislerim bana farklı şeyler söyledi ve ben hayatım boyunca mantığımın sesini dinledim. Ama doğru kararlar verdiğimi düşünmüyorum.
Ilgın Olut

Önemli olan insanların söyledikleri değil, yaptıklarıdır.
House M.D.

Serin ve sakin bir sabah balkonda kahvaltı ediyorduk. Saçların dağınık, gözlerin uykuluydu. Kalbimi kazanmak için hiçbir şey yapmana gerek yoktu.
Emrah Serbes


Baylar, yemin ederim, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; hem de tam anlamıyla, gerçek bir hastalık. Fazlasıyla bilinçli olmak, bilincin her türlüsü hastalıktır.
Fyodor Dostoyevski


Bu sevinçli, akıllı uslu insan sesleri arasında yalnızım. Bütün bu adamlar, vakitlerini dertleşmekle, aynı fikirde olduklarını anlayıp mutluluk duymakla geçiriyorlar. Aynı şeyleri hep birlikte düşünmeye ne kadar önem veriyorlar!
Jean Paul Sartre

Sessizlik (konuşmadan) başkaca yollarla sürdürülen tartışmadır.
Che Guevara




***************************************************************************************************


Önümüzdeki pazartesi izinde olduğumdan 23.7.2012  tarihinde blok yazısı yazamayacağım fakat 30.7.2012 de 2 adet yazı yazacağım.

Birincisi  Sirkeci ve Eminönü olacak. 13 yılım burada geçtiği için daha detaylı anlatabileceğimi düşünüyorum. Mesela Türkiye'nin en iyi köftecisinin (Hürriyet Gazetesi'nin ilk 10 yayınladığı  - Filibe Köftecisi) Sirkecide küçük bir dükkan olduğunu ve hergün önünden binlerce insan geçtiği halde kimsenin fark etmediğini biliyor muydunuz..İşte bunun gibi detaylar

İkinci blok konumu daha belirlemedim..
Bülent Baykal







8 Temmuz 2012 Pazar

HIGGS BOZONU (Tanrı Parçacığı)
Geçen hafta, gazete, televizyon ve internet sayfalarında, aşağıda özet olarak yazdığım yazılar açıklandı.

ÖZET (CERN den yapılan açıklamanın özeti)

****************************************************************************
İsviçre'deki Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'nden (CERN) yapılan açıklamada, Tanrı parçacığı (Higgs bozonu) olması muhtemel yeni bir atomaltı parçacığının bulunduğu bildirildi.

İngiliz Bilim ve 
Teknoloji Kurumu Başkanı John Womersley, "Şunu teyit ederim ki bu tanrı parçacığı teorisiyle uyumlu bir parça" dedi.

İsviçre'deki Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'ndeki (
CERN) bilim ekiplerinden birinin başı olan Joe Incandela, Büyük Hadron Çarpıştırıcısından elde edilen verilerin, yeni bir atomaltı parçacığının bulunduğuna ilişkin keşfi, şüpheye yer bırakmayacak ölçüde kesin hale getirecek düzeyde olduğunu söyledi.

Ancak Incandela, yeni bulunan parçacığın çok küçük ve tarif edilmesi zor, genellikle "Tanrı parçacığı" olarak adlandırılan, evrendeki tüm maddelere boyut ve şeklini verdiğine inanılan Higgs bozonu adlı atomaltı parçacığı olduğunu henüz teyit etmedi.
****************************************************************************

Bu haftaki blog yazım yukarıda açıklananlar hakkında olacak 

CERN de ne bulundu? 
- Einstein'in görelilik (izafiyet) teorisi (Bak: Blog yazılarımda anlatmıştım), evrenin bir başlangıcı olduğunu söylüyordu. Bu ispatlandı. Evren 13,7 milyar yıl önce ortaya çıktı ve hala genişliyor.
- Büyük patlama anında bildiğimiz fizik kuralları geçerli değildi.
- Büyük patlamanın hemen sonrasında bugün geçerli olan fizik kuralları oluştu.
- Büyük patlama oldu ve atomu oluşturan parçacıklar ortalığa saçıldı. Bu parçacıklar kütlesizdi, yani saf enerjiydi
- Halbuki Evrende kütle var, her şeyin kütlesi var.
- Büyük patlamadan hemen sonra (saniyenin trilyonda biri kadar sonra) parçacıklar kütle kazandı, atomlar oluştu.
Parçacıklar (kütlesi olmayan parçacıklar), bir alandan geçerken (Higgs alanı deniyor)  kütle kazandılar ve Evren oluştu
Bu alanı görmek ve kanıtlamak çok zor, Şu an yapılan deneyler bunu kanıtlamak için yapılıyor.
- CERN deneylerinde yapılan şey, parçacıkları çok yüksek enerji seviyelerinde çarpıştırmak.

Benim söyleyeceklerim bu kadar, bundan sonrası için, bu konuda yazılan yazılardan bir özet
hazırladım aşağıda okuyabilirsiniz.
Higgs Bozonu
http://www.istanbulfizik.com/images/yetkiler/print.jpg

‘‘Higgs Boson’’ diye adlandırılan paçacıklarla ilgili teori, 1960'lı yıllarda Edinburgh Üniversitesi teorik fizikçilerinden Peter Higgs tarafından ortaya atıldı. Atomların nasıl kütle kazandığına kafa yoran Peter Higgs, sonunda ‘‘boson’’larla ilgili teoriyi geliştirdi. Peter Higgs'e göre evren bir çeşit enerji tarafından yaratıldı. Bu enerjiye fizikte ‘‘Higgs Field’’ (Higgs Alanı) dendi. Bu enerji, Büyük Patlama (Big Bang) sonrası ortaya çıkan parçacıklarla etkileşime girdi. Bu etkileşim sonucu ‘‘Higgs boson’’ diye anılan parçacıklar açığa çıktı. Söz konusu parçacıklar ise maddeye kütle kazandırdı. ‘‘Bosonlar’’ olmasa ya da farklı bir şekilde ortaya çıksalardı, belki de yıldızlar, gezegenler ve yaşam oluşmayacaktı. Higgs'in varoluşla ilgili bu teorisi, o günlerde ‘‘Physics Letters’’ isimli fizik dergisi tarafından reddedildi. Ancak bir yandan da teorinin doğruluğunu test etmek için çalışmalar yapıldı. Bazı bilim adamlarının ‘‘Tanrı'nın partikülleri’’ diye adlandırdığı bosonlar, hemen büyük patlama sonrasında ortaya çıkmışlardı ve artık mevcut değillerdi. Bu nedenle bilim adamları 6 milyar Sterlin harcayarak laboratuvarda ‘‘Big Bang’’ ortamı yarattılar. 2 TRİLYON DERECE ISI Araştırma, İsviçre'nin Cenevre kentinde Türk üniversitelerinin de gözlemci olduğu Avrupa Partiküler Fizik Merkezi'nde (Cern) yapıldı. Deneyler sırasında elektron ve pozitron gibi atom içi parçacıklar, ışık hızına yaklaştırdılar. Sonra parçacıklar birbirine çarptırılarak imha edildi. Bu sırada ısı iyice arttı, güneşin 100 bin katına yani 2 trilyon dereceye çıktı ve devasa bir enerji oluştu. Ve yeni parçacıklarla birlikte bosonlar açığa çıktı. Bilim adamları bu deneyler sırasında ilk kez maddeye kütle giydiren bosonları görüntülemeyi de başardılar. Bilim adamları, bu partiküllerin yüzde 99 oranında boson olduğuna inanıyor. Ancak yine de bir yanılgı var, testlerin tekrarlanması gerekiyor. Eğer gerçekten ‘‘varoluş teorisi’’ doğrulanırsa emekliye ayrılmış olan 71 yaşındaki fizikçi Peter Higgs'in Nobel alacağına kesin gözüyle bakılıyor. Araştırmaya liderlik eden Londra'daki Imperial Koleji öğretim üyelerinden Fizikçi Prof. Peter Dornan, ‘‘Bu keşif, 21'inci yüzyılın en önemli buluşlarından biri olacak’’ dedi. 30 yıllık araştırmalar ve milyonlarca dolarlık deneyler sonrasında varoluşla ilgili teori doğrulandı. Bilim adamları, maddeye kütle kazandıran parçacıkları keşfettiler. Uzmanlara göre, bu parçacıklar sayesinde, madde kütle kazanıp yıldızlar, gezegenler ve yaşam var oldu.
Bülent Baykal




1 Temmuz 2012 Pazar


KADINLAR ve ERKEKLER

Blog yazımı yazmak için bilgisayarın başına geçtim ve bu konu ile ilgili  ne yazacağımı henüz ben de bilmiyorum. Sonuçta bir şeyler ortaya çıkacak mutlaka, bende merak ediyorum. Kendi düşüncelerimi mi yazsam, yoksa kitaplardan, internet sayfalarından araştırma yapıp onu mu yazsam.

Önce kendi düşüncelerim,


Öncelikle, insan faktörü çok önemli benim için, kadın da, erkek de sonuçta birer insan. Bugüne kadar bulunduğum tüm ortamlarda insan faktörüne çok dikkat ettim. 
Yakın çevremde, benim çevremin çok çok uygun gördüğü, fakat benim asla uygun görmediğim ve evlenmemeleri için yoğun mücadele verdiğim çiftler oldu. Çünkü karşımda iki insan duruyordu ve birbirlerine uygun değillerdi. Yani öncelikle insan olarak anlaşmaları mümkün değildi bana göre. Mutlaka huyları, kişilikleri, tahsilleri, farklı olacak ama benim gördüğüm farklı şeyler vardı. Bu farklılıkları anlatırsam yazı çok uzayacak. Neyse değişik zaman dilimlerinde mücadele verdiğim ve evlenmesini istemediğim bu üç çift maalesef evlendi ve üçü de kısa bir zaman diliminde boşandı.
İnsanları cinsiyetleri ile görmediğiniz zaman, insan olarak gördüğünüz zaman çok rahat edersiniz.
Kapalı topluluklarda  maalesef  bu büyük bir sorun olarak önümüzde duruyor.  


Kadınlar ve erkekler hakkındaki düşüncelerim
Kadınlar, her şeye karşı erkeklerden daha dayanıklılar, daha sabırlılar, daha güçlüler (fiziki güç dışında, yani ruhsal olarak) daha olgunlar, sezgileri çok güçlü ve yanılma payları az, yakın arkadaş çevresi veya aile bireyleri ile her şeyi konuşurlar (dedikodu).  Kesinlikle sır tutmazlar, isteselerde bunu başaramazlar, kimseye söylemeyecekleri bir konu olsa bile, ya en yakın arkadaşlarına yada annelerine, yani sonuçta birine anlatırlar, yoksa rahat edemezler, bu onlar için doğaldır, bu sayede rahatlamış olurlar.
"Kadınlara asla, bak sana bunu söylüyorum ama kimseye söyleme, asla demeyin" Mutlaka anlatacak birini bulurlar. Erkeklerde bu asla kabul edilemez bir durumdur. Hangisi doğru tartışılır. :)) 
Erkekleri 9 ay karınlarında taşıyan, dünyaya getiren onlara annelik eden (ki annelik en yüce duygudur, evladını bir anne hangi şartlarda olursa olsun asla bırakmaz, hep yanındadır, gerçi baba da öyle)  Bir erkeği dünyaya getirdikten sonra, onu doyuran, yaşamasını sağlayan ilk eğitimlerini veren yani beşikten mezara, hep başında olan, onu düşünen, annedir,yani bir kadındır. Bu yüzden saygı duymamız çok önemli. Bir erkek, fiziki gücünü asla ve asla kadına karşı kullanmamalıdır. Eğer evliliklerde böyle bir durum oluşursa, o erkek evi terk etmelidir, kadında o evliliği bitirmeli , geri dönmemeli ve asla barışmamalıdır.  Yeni evlenecek arkadaşlara duyurulur. 
Kadınlar için anlamsız birçok şey, erkekler için aslında çok önemli olabilir ve kadınlar bunu asla anlayamaz. Şimdi bunlara girersem yazı çok uzayacak. 


Gurur
Kadınlardaki gurur ve erkeklerdeki gurur çok farklı. Ama öyle yada böyle, her iki cins içinde gurur çok önemli. Eğer kadının gururu ile oynarsanız asla affetmez, yanınızda dursa bile, sizi ömür boyu affetmez. Erkeğin gururu ile oynarsanız, erkek gider, bir dahada asla dönmez. 
Kadınlar kendilerine yapılan davranışsal bir yanlışı, üzüntüyü, kolay kolay unutmazlar, erkekler çabuk unutur. 
Aldatıldığında kadın belki bir şans daha verebilir, ilişkilerinin düzelmesi adına. Erkeğin bir şans daha vermesi imkansızdır.
Kadın evine ve çocuklarına daha bağlıdır. Eğer son noktaya kadar gelmemişse daha alttan alır, daha idarecidir ama artık son noktaya geldiğinde daha radikal kararlar alır.
Kadın toplum içinde yaşarken haksızlıklara veya aksaklıklar başkaları yüzünden oluşuyorsa bu olaylara erkeden daha fazla tepki gösterir, yani tepkisini hemen verir. Erkek kadın  gibi hemen tepki vermez.
Kadının kafasında, herhangi bir konuda soru işaretleri olsa da bunu fazla dert etmez, zamana bırakır, büyütmez, izler, öğrenmeye çalışır, öğrenir ve kararını bu öğrendiği bilgiden sonra verir.
Erkeğin kafasında, herhangi bir konuda soru işaretleri oluşursa, kadın gibi davranmaz, erkek için ihtimaller olayın olduğu anlamına gelir ve buna göre davranır. Hiç bir şeyi zamana bırakmaz, öğrenmek istemez, bu konuda bir çaba içine girmez. 
Yukarıdakiler benim düşüncelerim.


Kitaplardan karıştırınca, genel bir şeyler yazmam gerekti, benim düşüncelerim olup olmadığını bende bilmiyorum ama hoşuma giden satırları aşağıya aldım. Okuyanlar, belki kendinden birşeyler bulur bu satırlarda. 


KADINLAR NE İSTER
1. Kadınlar Takdir Edildiğini Hissetmek İster…
Bir kadının hayatında takdir edilmek büyük önem taşır. Pek çok kadın, “vericidir”, onlar eşlerinin ve çocuklarının hemen her ihtiyacını karşılamaya çalışırlar. Ama vermekten mutluluk duyan kadınlar dahi çabalarının takdir görmesini beklerler.
 Kız arkadaşınızı ya da eşinizi  takdir etmek tek başına yeterli değildir, bunu onunla da paylaşmanız yani dile getirmeniz gerekir.  
2. Kadınlar Hayatlarındaki Erkekle Derin Duygusal Bir Bağ Paylaşmak İsterler
Kadınlar hayatlarındaki erkeğin kendilerine duygusal şekilde bağlı olmalarını severler. Duygularınızı ifade etmekten utanmaksızın bunu hissettirmenizi isterler.Kadınlar, ne kadar duygusal bir bağ ile kendilerine bağlı olduğunuzu bilmek isterler.Temeli sağlam ilişkiler, duygusal bağların üzerinde yükselir. Eğer sevgiliniz, eşiniz sizin onu dinlediğinizi, kendi duygularınızı ifade etmek için yollar aradığınızı, kendinizi ona açtığınızı hissederlerse size tümüyle bağlanacaklardır.
 3. Her Kadın Kendini kadınsı Hissetmek İster
Kadınlar, erkeklerin aksine fazlası ile sözel yaradılıştadırlar. Sevgili ya da eşlerinin kendileriyle konuşmalarını severler. Ona, kendisinde hoşunuza giden konulardan söz edin.
 İnanmadığınız ya da hissetmediğiniz bir şeyi sakın söylemeyin. Kadınlar yalanı çok çabuk fark ederler. Ona, içinizden gelmediği halde sadece duymak istediği şeyleri söylemeyi seçerseniz bu ilişkinize zarar verecektir. Dikkatli olun!
4. Kadınlar Kendilerine Acı Çektirmeyecek Bir Erkeğe Sahip Olmak İster
Kadınlar ilişkinin merkezinde kendilerini görmek isterler. Başka insanların ya da bencil bir adamın izlerinin bu merkezde yeri yoktur. Günümüzdeki ilişkilerde tarafların benmerkezci tavırları ile çatışan ilişkinin merkezi ciddi yaralar almaktadır. Kadınların içsel dünyaları her ne kadar özgürlük türküleri de söylense korunma ihtiyacındadır ve bunun için de bir erkeğe ihtiyaçları vardır. Eşinizi ya da sevgilinizi bu noktada yalnız bıraktığınızda zamanla bunun zararını siz yaşarsınız. Bir diğer konu ise saygı... Eğer bir kadının birlikte olduğu erkeğe duyduğu güven sarsılırsa ilişkiyi öldüren süreç de başlamış demektir. Güvensizlik beraberinde saygı kaybını da getirir. Bu çok zor olabilir ama ona kendinize saygı göstermesi gerektiğini anlatmak yine size düşüyor. Ayrıca sizin de ona saygı göstermeniz gerekiyor.
 5. Kadınlar Romantik Olmayı Bilen Erkek İsterler.
Romantik olmak demek ne demektir? Romantizm zihnin durumudur. Romantizm, aşkı ve coşkuyu bulma biçimidir. Romantizm, sevgilinizin nasıl göründüğü ya da onu ne kadar takdir ettiğinizi keşfetmek gibi küçük şeyleri fark etmek için zaman ayırmak demektir. Ama hepsinden önemlisi, romantizm, zaman ayırmak ve sevdiğiniz için bir şeyler yapmak demektir.  
 Kadınlar düşünülmek isterler… İşte romantizm bu


ERKEKLER NE İSTER
1- Kendi hayatınız olmalı: Kendi ayakları üzerinde durabilen ve sosyal hayatını erkek arkadaşlarına göre düzenlemeyen kadınlar, kendilerine güvenen bir imaj çizerler. Bu da erkekleri en az dış güzellik kadar etkiler. 
2- Seksi olun, basit değil:  Aşırı seksi bir giyim tarzı elbette ki erkeklerin hoşuna gider ama ilişkiyi ciddiye almalarını da riske atar. 
3- Değer verdiğinizi gösterin: Ona değer verdiğinizi gösterin.

4- Taviz vermeyinPrensiplerinizden ödün vermeyin ve yapılan yanlış davranışlar karşısında sessiz kalmayın.
5- İyi olanı seçeceğinizi bilsin: Her zaman dürüst ve güvenilir olduğunuzu ve hayatınızda da böyle insanlara yer vermek istediğinizi ona hissettirin. 
Bülent Baykal